STRES YÖNETİMİ

STRES YÖNETİMİ 1

Günümüzde gerek özel yaşamda gerekse iş yaşamında stres kavramının çok daha fazla telaffuz edilmeye başladığı görülmektedir.
Stres, en basit şekilde gerginlik, tedirginlik, endişe, sıkıntı şeklinde ifade edilmektir.

Stresin kişiler ve örgütler üzerinde yarattığı sonuçlara bakıldığında üzerinde önemle durulması gereken ciddi bir konu olduğu anlaşılmaktadır.
Latince kökenli bir kelime olan stres, “estrictia” sözcüğünden gelmektedir.

Stres, 17. yüzyılda felaket, bela, musibet, dert, keder, elem olarak;
19 yüzyılda ise, güç, baskı, zor gibi anlamlarda kullanılmıştır.

Stres, bir gerginlik hali ya da tehdit oluşturan, değişme ve uyum gerektiren herhangi bir çevresel istek ya da beklentiye verilen addır.
Uyum ise, stresle başa çıkmak için gösterilen herhangi bir çabadır (Akça, 2008, s.109).

Stres, genel olarak birey ve çevresiyle ele alınmakta, kişinin bedensel ve ruhsal zorlanması, baskı ve gerilim altında tutulması ile ortaya çıkan bir durum olarak
değerlendirilmektedir.

Stres,
“tüm çevresel, örgütsel ve bireysel etmenlerin belli oranda etkili olduğu, kişinin tutum ve davranışlarına yön veren bir durum”;
“fiziksel olarak başlayan, zihinsel bir süreç sonucunda ortaya çıkan, üzüntü, kaygı ve depresyon gibi ruh hallerini de içine alan, fiziksel ve ruhsal bir tepki süreci” olarak tanımlanabilir (Akdemir, 2010, s.128).

Stres bazen pozitif (yeni bir bebek, yeni bir iş vb.), bazen nötr, bazen de negatif (sevilen birisinin ölümü, iş arkadaşları ile olumsuz ilişkileri) vb. içermektedir.
Bireyler bazen yaşamlarında sıkıntıdan veya engellenmişlik duygusundan kurtulmak için strese gereksinim duyabilmektedir (Bruce, 2009, s.57).