Ben Duydum

Sözleşmenin Kurulması

Sözleşmenin Kurulması

Sözleşmenin Kurulması

“Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur.” (TBK m. 1/I).
Kanun koyucu iradelerin değil beyanların uygunluğunu aramıştır.
Sözleşenlerin irade açıklamaları objektif ve sübjektif esaslı noktaları içermiyor veya bunlar arasında uyum bulunmuyorsa sözleşme kurulmamıştır; yoklukla sakattır.

İrade açıklamalarının birbirine uygunluğu açıkça anlaşılmıyorsa sözleşmenin kurulup kurulmadığını yukarıda açıklanan güven teorisine göre yapılacak yorumla ortaya koymak gerekir.
Öneri, sözleşmenin asgari içeriğini kapsamalı, kabul de bu içerikle sözleşmenin kurulmak istendiğini ifade etmelidir.
Dolayısıyla sözleşmenin kurulması için irade açıklamaları arasındaki uyuşmanın sözleşmenin hem objektif hem de subjektif esaslı noktalarını kapsaması gerekir (TBK m. 2).

Örneğin kira sözleşmesinde kiralanan ve kira bedeli üzerinde uyuşma olmazsa kira sözleşmesi kurulmamıştır çünkü bu iki nokta kira sözleşmesinin asgari içeriğini (objektif esaslı noktalarını) oluşturur ama kiracı kiralananın tam bir tamirattan geçirilmesi konusunda ısrar etmişse artık sözleşmenin subjektif esaslı noktasını oluşturan bu konuda da irade açıklamalarının uyuşması aranır.

Aksi takdirde sözleşmenin kurulmadığı kabul edilmelidir.
Bu durum, irade özerkliği ilkesinin doğal bir sonucudur.
Tarafların ikinci derecedeki noktaları görüşmeler sırasında tartışmış olması, bunları sözleşmeye katmak istediklerine karine oluşturur.

Sözleşmenin kurulduğunu ispat yükü, sözleşmeye dayalı olarak bir hakkının oluştuğunu ileri süren taraftadır.
Bu ispat, sözleşmenin objektif esaslı noktaları üzerinde uyuşma bulunduğuna yöneliktir.
Bu ispata karşılık olarak diğer taraf subjektif esaslı noktalar olduğu hâlde bunlar üzerinde uyuşma olmadığı ispat edebilir ancak ikincil noktaların taraflarca sözleşmenin olmazsa olmazı (sübjektif esaslı noktası) durumuna getirilmediği anlaşılıyorsa sözleşmenin kurulduğu ama bu noktalar konusunda bir boşluk bulunduğu kabul edilir.

Hâkim bu durumda uyuşmazlığı sözleşmenin tamamlanması konusundaki takdir yetkisini kullanarak giderir (TBK m. 2/II).
Hâkim bu yetkisini kullanırken öncelikle kanunun tamamlayıcı nitelikteki yedek hükümlerinden yararlanır.
Borcun ne zaman muaccel olacağı (TBK m. 90) veya edimin nerede yerine getirileceği (TBK m. 89) konusundaki hükümler böyledir.

Sözleşme hazırlar arasında kabul beyanıyla kurulur ve o anda yürürlüğe girer.
Kuşkusuz tarafların başka bir yürürlük tarihi belirlemesi mümkündür.
Hazır olmayan birine gönderilen kabul beyanı önerene ulaştığı anda sözleşme kurulur.
Kabul haberinin önerenin egemenlik alanına girmesi yeterlidir; öğrenmiş olması aranmaz ancak sözleşme kabul haberinin gönderildiği andan itibaren hükümlerini doğurur.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ