Ben Duydum

Korkutma

Korkutma

Korkutma

Korkutma, taraflardan birinde, sözleşmenin kurulmasına yönelik irade açıklamasında bulunmazsa kendisi veya yakınlarının başına kötü bir iş geleceği konusunda bir korku uyandırılmasıdır.
Tehlike, kişilik hakları (hayat, vücut tamlığı, namus) veya malvarlığı haklarına yönelik olabilir.
Kanun koyucu, korkutmayı sözleşmenin tarafı veya bir üçüncü kişinin yapması arasında bir fark gözetmemiştir.

Üçüncü kişi tarafından korkutulan kimse; sözleşmenin karşı tarafı bunu bilmese, bilmesi gerekmese bile sözleşmeyi iptal edebilir.
Bunun için korkutulan tarafın korkunun etkisinin ortadan kalmasından itibaren 1 yıl içinde sözleşmeyle bağlı olmadığını muhataba bildirmesi gerekir.
Burada da bildirimde bulunma yüklentisinin ihlaline sözleşmeye onay verilmiş sayılması hukuksal sonucu bağlanmıştır.

Tüzel kişiye yönelik korkutmanın organ üzerindeki etkisi önemlidir.
Korkutmanın doğrudan tüzel kişiyi hedef alması gerekmez. Organın yakınlarına yönelik korkutma yeterlidir.

Ancak her türlü korkutma bu sonuca yol açmaz.
Bunun için korkutmanın ağır olması ve yakın bir tehlikenin bulunduğu kanısını uyandırması da gerekir.
Kurusıkı bir silah bile bu durumdan haberdar olmayan kimseyi korkutmak için yeterli olabilir.

Yapılacak değerlendirme objektif değil, subjektiftir.
Korkutma aracı olarak kullanılan söz ve davranışların subjektif olarak o kişi üzerinde uyandıracağı etki önem kazanır.

Diğer yandan korkutmanın şahsına yönelik olması gerekmez; yakınlarına yönelik bir tehdit de aynı sonucu doğurur.
Önemli olan; korkutmanın, korkutulan tarafı sözleşme yapmaya zorlayacak manevi bir baskı oluşturmasıdır.

Bir hakkın veya yetkinin kullanılmasına dayanan korkutma hukuka uygundur.
Borçluyu cebri icra ile korkutmak hukuka uygun bir tehdittir ancak hak veya yetkiye dayansa bile korkutmanın karşı taraf için oluşturacağı güç durumdan aşırı bir yararlanma sağlanmış olursa gene de korkutmanın varlığı kabul edilir (TBK m. 38/II).

Örneğin borçlusuna, elindeki teminat senedini tahsile vereceğini bildiren alacaklının kural olarak hukuka aykırı davrandığını söyleyemeyiz ancak bu tür hukuka uygun tehditleri, amacı dışında kullanıp aşırı yarar sağlamak korkutma sayılır.

Örneğin, bir perakendeci ile alıcı arasında sürekli tedarik edilecek bir malın 1 yıl boyunca satımı konulu bir sözleşme bulunduğunu ve alıcının bu sözleşmeden kaynaklanan borçları bulunduğunu varsayalım.

Perakendecinin, mevcut alacaklarını icra yoluyla tahsil edeceğini alıcıya bildirmesi, hatta borçlar ödenmedikçe sözleşmeyi yenilemeyeceğini ifade etmesi hukuka uygun bir korkutmadır ancak icra takibiyle korkutarak bir sonraki yıl için yenilecek sözleşmeye alıcı aleyhine ağır şartlar koydurmak hukuka aykırı bir korkutma sayılır.

Bu korkutmanın etkisiyle yapılan yeni sözleşme alıcı tarafından iptal edilebilir.

TBK m. 19 “. Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler

Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır. Borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz.”

Korkutulan sözleşmeyi iptal etmese bile korkutma sebebiyle uğradığı zararı korkutandan talep edebilir.

Buna karşılık, üçüncü kişinin korkutmasında, karşı taraf bu durumu bilmiyor ve bilmesi de gerekmiyor olmasına rağmen sözleşmenin iptaliyle karşı karşıya kalabilecektir.

İşte bu durumda hakkaniyet de gerektiriyorsa korkutulan taraf, korkutmayı bilmeyen ve bilmesi de gerekmeyen karşı tarafın iptal nedeniyle uğradığı zararı tazmin etmeye mahkûm edilebilir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ