Ben Duydum

Karşılıklı Sözleşmelerde Temerrüdün Sonuçları

Karşılıklı Sözleşmelerde Temerrüdün Sonuçları

Karşılıklı Sözleşmelerde Temerrüdün Sonuçları

Ön Şart: Mehil Tayini:

Karşılıklı borç doğuran sözleşmelerde borçlu temerrüdünde alacaklının, ifa ve temerrütten doğan zararın giderilmesini isteme hakkının yanı sıra iki ilave seçimlik hakkı vardır:

1) Borcun ifa edilmemesinden doğan olumlu zararın tazmini,
2) Sözleşmeden dönme ve sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan olumsuz zararın tazmini (TBK m. 125).

Alacaklının bu iki ek imkândan yararlanabilmesi için, kural olarak temerrüde düşen borçluya borcunu ifa etmesi için uygun bir süre (mehil) vermesi gerekir.
Alacaklının veya onun talebi üzerine hâkimin verdiği süre içerisinde borçlu yine ifadan kaçınırsa, alacaklı ilave iki seçimlik imkândan yararlanabilir.

Bu iki imkândan yararlanmak için verilen sürede borçlunun borcunu ifa etmemiş olması gerekir.
Borçluya ek süre verilmesi temerrüdü ortadan kaldırmaz.
Verilen sürede ifa gerçekleşse de ifa gerçekleşinceye kadar ki ana kadar doğan gecikme zararının giderilmesi istenebilir.

İhtar ve mehil birbirine karıştırılmamalıdır.
İhtar kural olarak borçlunun temerrüde düşürülmesi için gerekli iken mehil yalnızca tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde alacaklının seçimlik haklardan yararlanması için gereklidir.

Mehil tayini hukuki işlem benzeri bir fiildir ve bu nedenle ne ispat ne de geçerlilik şekline tabidir.
Mehil tayini, temerrüt için gereken ihtarla birlikte de yapılabilir fakat tacirler arasında, ihtar gibi, mehil tayininin de geçerli olabilmesi için noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü mektupla, telgrafla ya da güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması şarttır (TTK m. 18/III).

Ancak şu durumlarda alacaklı mehil tayinine gerek olmaksızın ilave seçimlik haklarından yararlanabilir:

  1. Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin bir fayda sağlamayacağı anlaşılıyorsa (TBK m. 125/b.1)
  2. Borçlunun temerrüde düşmesi sonucunda borçlunun yerine getireceği edim alacaklı açısından artık bir yarar sağlamayacaksa (TBK m. 125/b.2)
  3. Sözleşmeden, tarafların edimin tam olarak belirli bir zamanda veya belirli bir zamana kadar yerine getirilmesini arzu ettikleri, aksi takdirde ifanın artık kabul edilmeyeceği hususunda mutabık kaldıkları anlaşılıyorsa yani kesin bir vade varsa (örneğin düğün pastası sipariş verilmiştir) o takdirde mehil vermek gerekmez (TBK m. 125/b. 3).
    Sadece belirli bir vadenin öngörülmüş olması mehil şartını ortadan kaldırmaz.


Borcun İfa Edilmemesinden Doğan Olumlu Zararın Tazmini:

Alacaklı borcun ifa edilmesinden vazgeçip borcun ifa edilmemesinden doğan olumlu (müspet) zararın tazmini hakkını seçebilir.
Bu durumda tazminat yükümlülüğüne TBK m. 112 vd. hükümleri uygulanacaktır.
Olumlu (müspet) zarar, alacaklının borcun ifasındaki menfaatinin borcun zamanında gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle gerçekleşmemesi yüzünden uğradığı zarardır.

Başka bir ifadeyle alacaklının malvarlığının borcun gereği gibi ifası hâlinde alacağı durum ile şu anki durumu arasındaki fark olumlu (müspet) zarardır.
Olumlu (müspet) zarar içinde borcun konusunun parasal değeri, gecikmenin verdiği zararlar ve borcun ifa edilmemesi nedeniyle oluşan diğer tüm zararlar vardır.
Bu zararın tazmini için borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olması gerekir.
Öte yandan borçlu temerrüde düşmede kusursuz olduğunu ispat ederse tazminat istenemez.

TBK m. 112 “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.”


Sözleşmeden Dönme ve Olumsuz Zararın Tazmini:

Sözleşmeden dönme ve fesih geçerli bir sözleşmenin taraflardan birinin tek taraflı bildirimiyle sözleşme bağının sona erdirilmesidir.
Sözleşmeden dönme, ani edimli sözleşmeler için kullanılmaktadır.
Ani edimli sözleşmelerde sözleşmenin tek taraflı bir beyanla sona erdirilmesi, sözleşmeden dönmedir.
Burada sözleşme başlangıçtan itibaren geçersiz olur.
Bu ana kadar verilenler de ya istihkak davası ile ya da sebepsiz zenginleşme hükümleriyle geri alınır.

Sözleşmenin feshi ise sürekli borç ilişkilerinde sözleşmenin tek taraflı beyanla sona erdirilmesidir.
Burada fesih, geçmişe etkili olmayıp fesih tarihinden itibaren etkisini gösterir.
Fesih tarihine kadar verilenler geçerli olduğu için yerinde kalır, bu tarihten sonra verilmesi gereken şeylerin de verilmesine gerek kalmaz.

Türk Borçlar Kanunu borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi hâllerinde genel kural olarak sözleşmeden dönmeyi kabul etmemiştir.
Bu yüzden sözleşmeden dönme ancak kanunun imkân verdiği durumlarda söz konusu olmaktadır.
Buna göre karşılıklı sözleşmelerde borçlu temerrüdünde ve yapma borçlarındaki alacaklı temerrüdünde sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır.

Sözleşmeden dönülmesi hâlinde taraflar sözleşme çerçevesinde verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ederler.
Ayrıca olumsuz (menfi) zararın tazmini istenebilir. Olumsuz (menfi) zarar, hüküm ifade ettiğine güvenilen bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi nedeniyle uğranılan zarardır.
Olumsuz zararın içine sözleşmenin kurulması için yapılan masraflar ile o sözleşme ilişkisine duyulan güven nedeniyle kaçırılan başka teklifler girer.
Ani edimli sözleşmelerde sözleşmeden dönme, sürekli edimli sözleşmelerde sözleşmenin fesih talep edilir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ