Ben Duydum

İki Tarafa Borç Yükleyen Akitlerde İfa

İki Tarafa Borç Yükleyen Akitlerde İfa

Borçlar Kanunun Getirdiği Karineler

İki Tarafa Borç Yükleyen Akitlerde İfa

Sözleşmelerden bazıları, taraflardan yalnızca bir tarafa borç yükler.
Bunlara tek tarafa borç yükleyen sözleşmeler veya kısaca tek taraflı sözleşme denir.
Kefalet akdi ve bağışlama vaadi böyledir.

Sözleşme iki tarafa da borç yüklüyorsa bu tür sözleşmelere iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler veya kısaca iki taraflı sözleşme denir.
İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde iki tarafın borcu birbirinin karşılığı olarak doğuyorsa o zaman tam iki taraflı sözleşme söz konusu olur.
Alım- satım ve kira sözleşmeleri böyledir.

İki taraflı sözleşmede bir taraf her zaman borç altına giriyor, diğer taraf ise ancak bazı şartlar gerçekleşince borç altına giriyorsa ya da iki tarafta borç altına giriyorsa da bu borçlar birbirinin karşılığı değilse o zaman eksik iki taraflı sözleşme söz konusu olur.

İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde ifa sırasını taraflar anlaşarak kararlaştırabilirler.
Taraflar arasında böyle bir anlaşma yoksa ifa sırasını kanun, işin niteliği veya teamül belirleyebilir.
Örneğin kira sözleşmesinde önce kiralayanın, hizmet sözleşmesinde işçinin ifa sırasının daha önce olacağı kanunda öngörülmüştür.

Elektrik veya su kullanımına ilişkin sözleşmelerde ücret, işin niteliği gereği bunların kullanılmasından sonra ödenir.
Lokantada yemek yemede ise teamül gereği önce lokantacı borcunu ifa eder sonra yemek bedeli ödenir.

Şayet bunlardan hiçbirisi yoksa taraflardan hiçbiri diğerinden önce ifaya mecbur değildir.
Başka bir ifadeyle her iki taraf borcunu aynı anda ifa etmek zorundadır.

TBK m. 97 hükmüne göre karşılıklı sözleşmelerde bir tarafın diğerini, borcunu ifaya zorlayabilmesi için kendi borcunu ifa etmiş veya ifasını teklif etmiş olması gerekir.
Aynı anda ifa kuralı olduğu için karşılıklı sözleşmeyle borçlu olan kimse, kendi borcunu ifa etmeden ya da ifa teklifinde bulunmadan karşısındakinin borcunu ifa etmesini talep edemez.

TBK m. 97’de tanınan bu yetkinin bir defi olduğu kabul edilmektedir (ödemezlik defi).
Bu yüzden ileri sürülmedikçe hâkim tarafından dikkate alınmaz.
Ödemezlik defi taraflara karşı edim ifa edilinceye veya hiç değilse ifası teklif edilinceye kadar kendi borcunu ifadan kaçınma imkânı sağlamaktadır.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ