Ben Duydum

HAKSIZ FİİLDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

HAKSIZ FİİLDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ
HAKSIZ FİİLDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ – 1

“Kendi düşen ağlamaz.” atasözünde olduğu gibi ilke olarak zarar gören, kendi zararına katlanmak zorundadır.
Bu zarardan bir başkasının sorumlu tutulması, zararın bir başkası tarafından tazmin edilmesi hukukun bunu haklı kıldığı sebeplerin varlığı hâlinde mümkündür.
Türk Borçlar Kanunu’muzda borçların kaynağı olarak sözleşmeden doğan borç ilişkileri, haksız fiilden doğan borç ilişkileri ve sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkileri olarak üç temel borç kaynağı gösterilmiştir.
Bunların dışında diğer kanuni düzenlemelerden kaynaklanan borç ilişkileri de diğer kanundan kaynaklanan borç ilişkileri olarak karşımıza çıkabilmektedir.
Soybağına bağlı olarak kan hısımlarından alt-üstsoy ile kardeşlerin, yoksulluğa düşmeleri hâlinde birbirlerine karşı nafaka ödeme borcu, Türk Medeni Kanunu’nun 364’üncü maddesinde düzenlenmiş özel bir kanuni borç ilişkisi örneğidir.

Haksız fiilden kaynaklanan borç ilişkileri, tarafların serbest iradeleri ile kurdukları sözleşme ilişkisinden ve bir sözleşme veya haksız fiil ilişkisi olarak nitelendirilemeyen, insan davranışları ile doğa olayları kaynaklı olabilen sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan borç ilişkilerinden farklıdır.
Bu fark özellikle hukuk düzenin tasvip etmediği davranışlar sonucu kişilerin zararlarının giderilmesi için öngörülen haksız fiilden kaynaklanan borç ilişkilerine yönelik yapılan aşağıdaki açıklamalarla daha da iyi anlaşılacaktır.

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda haksız fiilden kaynaklanan borç ilişkileri, kanunun 49-76. maddelerinin yer aldığı ikinci ayrımında Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri başlığı altında düzenlenmiştir.
Bu hükümlerde düzenlenen haksız fiilden doğan borç ilişkileri için haksız fiil sorumluluğu ifadesi, haksız fiillerden doğan borç ilişkilerinde tazminat borcu sorumluluğun esasını oluşturduğundan tercih edilmiştir.

Sözleşme ilişkisinde karşımıza çıkan üstlenilmiş bir borca aykırı davranıştan doğan sorumluluktan farklı olarak, haksız fiil sorumluluğunda genel davranış kurallarının (koruma, zarar vermeme) ihlali ve bundan doğan sorumluluk söz konusudur.
Kanunda haksız fiil sorumluluğu için kusur ve hukuka aykırılığın bulunması ilke olarak şart koşulmuştur.
Bu kanunda ve başka kanunlarda kusurun, hatta bazen hukuka aykırılığın bulunmadığı istisnai hâllerde de sorumluluk söz konusu olabilmektedir.
Buna karşın hukuka aykırılığın aranmadığı bir haksız fiil sorumluluğu bulunmamaktadır.
Haksız fiil sorumluluğundaki haksız kavramı özellikle hukuka aykırılığı ifade etmektedir.

Haksız fiil sorumluluğu, sorumluluğun dayandığı esas açısından çeşitli ayrımlara tabi tutulmuştur.
Kusur esasına dayanan sorumlulukta, bir kimsenin fiilden doğan zararı tazminle yükümlü tutulabilmesi için failin (fiili gerçekleştirenin) hem sosyal anlamda hem de hukuk düzenince kabul görmeyen bir davranışta bulunması gerekir.
Diğer bir anlatımla kusurlu olması aranmaktadır.

Kanunumuzda kusura dayanan haksız fiil sorumluluğu TBK m. 49 hükmünde genel bir sorumluluk sebebi olarak düzenlenmiştir.
Buna karşılık gerek Borçlar ve Medeni Kanunumuzda gerek bazı özel kanunlarda kusur aranmayan sorumluluk hâlleri de yer almaktadır. Sorumluluk için kusurun aranmadığı sebep olma esasına göre de sorumluluğun olduğu hâller vardır.
Kişinin hiçbir kusuru olmadan başkasına zarar vermesi hâlinde, bu zarara mağdurun katlanmasını beklemek bazı hâllerde hakkaniyete ve dolayısıyla adalet duygusuna aykırı olabilmektedir.

Zarara uğrayan kimse ile zarar verenin menfaatleri dikkate alındığında zarar gören bu hâllerde daha masumdur, korunması gereken taraftır. Hukuk düzenin izin verdiği çeşitli faaliyetler, insanlar ve çevre için nitelikleri gereği sürekli veya büyük tehlike yaratabilmektedir.
Bu faaliyetlerden zarar görenler, çoğu zaman herhangi bir kusuru ispat imkânından yoksundurlar.
Bu sebeple başkaları için tehlike arz eden işlere girişenler, bunun doğuracağı zararlara katlanmalıdır.

Bu esasa dayanan sorumluluk ancak özel tehlike gösteren faaliyet alanlarında söz konusu olmaktadır.
Sorumluluğun doğması için zarar verenin kusurunun aranmadığı bu tür sorumluluk hâlleri için sebep sorumluluğu, objektif sorumluluk, kusursuz veya tehlike sorumluluğu denilmektedir.

 

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ