Ben Duydum

Girişimciliğin Tarihi

Girişimciliğin Tarihi

İlk kez 18. yüzyılın başlarında İrlandalı ekonomist Richard Cantillon tarafından;

“henüz belirginleşmemiş bir bedelle satmak üzere üretimin girdilerini ve hizmetlerini bugünden satın alan ve üreten kişi” olarak tanımlanan girişimciliğin günümüzde çok çeşitli tanımları yapılmaktadır.

Genel anlamda girişimcilik, çevresel faktörlerden doğan fırsatlardan yararlanma ya da yeni fırsatlar yaratabilme amacıyla ekonomik mal ya da hizmet üretmek için üretim faktörlerine sahip olma,
örgütleme yeteneği ve risk alma faktörleri ile bağdaştırılmaktadır.

Zamanla ekonomik gelişme sürecine bağlı olarak, girişimci kavramı da bir takım değişmelere maruz kalmıştır.

Girişimci, toplumun gereksinim duyduğu, dolayısıyla talep edilebilir bir malı veya hizmeti bulup onu üretmeye girişen ve yaratıcılığı ile buna ön ayak olan kişi olarak tanımlanabilir.

Girişimci, üretim faktörlerini ele geçirip birleştirir, kar amacı güder ve risklere katlanır.

Kurduğu işletmenin, dolayısıyla da kendi amacına ulaşabilmesi için girişimcinin, pazarın fırsatlarını görebilen, insanların isteklerinde ortaya çıkan değişiklikleri sezebilen ve bunu değerlendirebilen kişi olması gerekir.

Girişimci, karlı gördüğü bir iş için sermayesini ve emeğini riske ederek pazara katılma cesaretini gösteren kişi olarak da tanımlanabilir.

Riskleri üstlenmek ise girişimciliğin doğal sonucudur.

Girişimcilik, a) fırsat girişimciliği b) yaratıcı girişimcilik, olarak ikiye ayrılabilir.

Fırsat girişimciliği, temelde, pazardaki mevcut fırsatları görerek ya da potansiyel fırsatları sezinleyerek mevcut olan bir mal veya hizmeti pazara sunmaktır.

Yaratıcı girişimcilik ise, yeni bir fikir veya buluşun ya da mevcut olan bir mal veya hizmetin tasarım, fiyat, kalite gibi yönlerden iyileştirilerek pazara sunulmasıdır.

Gelecekteki girişimciliğin ağırlıklı olarak yaratıcı girişimcilik olacağı gerçeği açıktır.

Halk arasında yalnız parası (sermayesi) olanların girişimci olabildikleri konusunda oldukça yaygın, ancak yanlış olan bir kanı bulunmaktadır.

Girişimci, kendi emeğini ve sermayesini  kullanabileceği gibi, yapacağı anlaşmalarla üretim faktörlerini sahiplerinden kiralayabilir.

Girişimciler, dinamik, atılgan yapıları, yaratıcı güçleri ve iş bitirici nitelikleriyle, toplumun kaynaklarını üretime yönlendirebilirler.

İnsanları girişimci olmaya yönlendiren ve bu konuda başarılı kılan en önemli etken kişinin “girişimcilik kapasitesi”dir.

Bu kapasite bizzat kişiyle ilgilidir ve başka bir işletme için hiçbir değeri yoktur.

İnsanlar sahip oldukları bu girişim kapasitesinden yararlanarak bağımsız çalışma hayallerini gerçekleştirmek veya yeteneklerini kanıtlamak ya da yaratıcılıklarını ortaya koymak amacıyla iş
hayatına atılmaya karar verirler.

Girişimci olmak ve başarıyla bir işletmeyi yönetebilmek için girişimcinin belli karakteristiklerinin olması gerekir.

Bu konuda yapılan araştırmalar da, başarılı kabul edilen girişimcilerin belli ortak karakteristiklerinin olduğunu ortaya koymuştur.

Bu özelliklere ileride değinilecektir.

Genel anlamda girişimcilik, çevresel faktörlerden doğan fırsatlardan yararlanma ya da yeni fırsatlar yaratabilme amacıyla ekonomik mal ya da hizmet üretmek için üretim faktörlerine sahip
olma, örgütleme yeteneği ve risk alma faktörleri ile bağdaştırılmaktadır.

Diğer bir tanıma göre ise girişimcilik; yaşadığımız çevrenin yarattığı fırsatları sezme, o sezgilerden düşler üretme, düşleri projelere dönüştürme, projeleri yaşama taşıma ve zenginlik
üreterek insan yaşamını kolaylaştırma becerisine sahip olmaktır.

Girişimcinin zenginlik üretirken üç temel kaynağı vardır.

Kendi enerjisi, erişebildiği sermaye ve ilişki kurduğu insanlar (sosyal ağlar).

Uluslar ekonomik, toplumsal ve bilimsel bakımlardan geliştikçe sermaye bollaşmış, nitelikli işgücü ile teknik ve yönetsel bilgi ve yetenekleri yüksek olan emek öğesi çoğalmış, sermaye
alışverişi gelişmiştir.

Sermaye sahipliği ile girişim ve yönetimi birbirinden ayırma olanağını sağlayan hukuksal biçimler ortaya çıkmış ve mülkiyet hakkının kapsamında değişmeler olmuştur.

Bunların sonucunda sermayedarlık yanında girişimcilik ve yöneticilik gibi iki işlev ortaya çıkmıştır.

Böylece toplumun gereksinme duyduğu ve dolayısıyla talep olunabilir bir mal veya hizmet keşfedip onu üretmeye giriştikleri ve yaratıcılıklarıyla buna önayak olanlar girişimci, yerine
getirdikleri işlev ise girişim adını almıştır.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ