Ben Duydum

Franchising Anlaşmalarının Getirebileceği Olumsuzluklar – 2

Franchising Anlaşmalarının Getirebileceği Olumsuzluklar – 2

Aşağıda franchising anlaşmalarına konu olabilecek bazı maliyetler listelenmiştir.

Franchising Maliyetleri

Franchise Giriş Ödemesi

Bu ödemenin içerisinde bazı temel hizmetler dahil edilmiştir.
Personelin eğitimi, lisanslar, faaliyet el kitapları, eğitim malzemeleri, kuruluş yeri seçimi ve hazırlığı ile ilgili
destek hizmetleri gibi hizmetler bu ödemeye dahil edilebilmektedir.
Kimi durumlarda ise bu sayılan hizmetlerin çok azı franchisee’ye sunulmaktadır.

Sigorta

Ofis malzemeleri, araçlar ve diğer ekipmanlar için franchisee sigorta yaptırmak durumunda kalabilmektedir.
Sigorta maliyetleri hasar koruma kapsamına göre değişmektedir.

Açılış Ürün Stokları

Eğer işletmenin açıldığı anda sahip olması gereken ürün stokları franchise giriş ödemelerine dahil edilmemiş ise, franchisee açılış döneminde yetecek kadar ürün alımı yapmak durumundadır.

Genel Giderler

İlk birkaç ay için ödenecek depozito maliyeti, elektrik, yakıt, telefon ve su giderleri bu kapsamda değerlendirilmektedir.

Ücretler

İşyeri açılmadan önce personelin eğitimine ayrılacak olan para bu kapsamda değerlendirilebilir.
Ayrıca franchisee kendisi için de makul bir maaş belirlemelidir.

Borçlar

Ana para ve faiz ödemeleri ayrı bir maliyet kalemidir.

Muhasebe İşlemleri

Her ne kadar franchisor bu konuda destek verse de, franchisee’nin kendi muhasebecisi ile çalışması yararlı olacaktır.

Yasal ve Profesyonel Ödemeler

Franchisee anlaşmasının gözden geçirilmesi için hukuk danışmanlarına ödenecek ücretler,
öngörülmeyen çatışmaların çözümlenmesi için gereken avukat maliyetleri açılış ile ilgili maliyet kalemleri arasında düşünülmelidir.

Yasal İzinler ve Sertifikalar

Bazı ürünlerin satışına dair alınması gereken yasal izinler, binanın yenilenmesi için ödenmesi gereken para bu kapsamda değerlendirilebilir.

Anlaşmanın Sonlandırılması

Özellikle franchisee’ler için varolan tehditlerden biri de franchising anlaşmasının sonlandırılmasıdır.
Her ne kadar bazı ülkelerde franchisor’ın bu konu ile ilgili hareketlerini sınırlandıran yasal düzenlemeler olsa da,
pek çok franchisee bu tip bir harekete karşı korumasız kalabilmektedir.

Yerine Getirilmeyen Taahütler

Özellikle düşük tanınırlığa sahip franchisor’larla yapılan anlaşmalarda zaman zaman franchisee’ler kendilerine verilen taahhütlerin getirilmediği durumlar ile karşı
karşıya kalabilmektedirler.
Örneğin pek çok örnekte franchisee, anlaşma yapılan markanın pazarda artık talep görmeyen bir marka olduğunu geç fark edebilmektedir.
Ayrıca, anlaşma öncesinde verilen destek sözlerinin de tutulmadığı durumlar sıkça yaşanmaktadır.

Gerçekçi Olmayan Beklentiler

Franchising sistemi ile iş kurmak, tamamen yeni bir iş kurmaktan daha düşük bir riske sahiptir.
Sektörün önde gelen kurumlarından biri olan International Franchise Association (IFA)’nın yapmış olduğu çalışmalara göre, ABD içerisinde gerçekleştirilen franchise yatırımlarının %97’si beş yılın sonunda yaşamlarına devam etmektedirler.
Bu oran geçmiş yıllarda aynı amaçla hesaplanan diğer kurumların oranları ile paralellik göstermektedir.

Bu sonuçlar net ve açık bir şekilde göstermektedir ki, franchising sisteminin riski son derece düşüktür.
Eldeki bu verilere bakıldığında genel düşüncenin franchising’in daha güvenli olduğu ve yeni bir iş kurma sürecinin
çok daha riskli olduğu yönünde olması hiç de şaşırtıcı değildir.
Ancak son dönemlerde gerçekleştirilen çalışmalar konuya yeni bir ışık tutmaktadır.

Daha önceki çalışmalarda izlenen %97’lik oran, ankete cevap alınan %20’lik grup üzerinden hesaplanmaktadır.
Ankete katılan işletmelerin başarılarını duyurmak isteyen franchisor’lar olduğu düşünüldüğünde,
ayakta kalma oranının aslında daha farklı olabileceği sonucu çıkmaktadır.

Son dönemlerde gerçekleştirilen bir çalışmanın sonuçları dikkat çekicidir.
Çünkü bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, IFA’nın araştırma sonuçlarından oldukça farklıdır.

Wayne State Üniversitesinden Timothy Bates tarafından gerçekleştirilen çalışmanın sonuçlarına göre,
1987 yılında franchising anlaşmasına giren işletmelerin yalnızca %54’ü 1991 yılı itibariyle faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyordu.
Bu oranın bir kısmı franchise’ını satmış, daha da büyük bir kısmı ise franchise’ını kaybetmiştir.
Aynı dönemdeki bağımsız girişimcilerin performanlarının ise daha yüksek olduğu görülmüştür.

Elbette bu sonuçlar franchising sisteminin başarısız olduğunu ifade etmez.
Sonuçta franchising kendisini ispat etmiş bir sistemdir.
Ancak franchising’in her koşulda son derece güvenli bir iş kurma yöntemi olduğu düşüncesi yanlıştır.
Disiplinli bir çalışma, gerçekçi beklentiler ve son derece dikkatli yürütülen bir araştırma başarı için vazgeçilmez koşullar arasında sıralanabilir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ