Ben Duydum

Aile üyelerinin işbölümü ve harcamaların yönetilmesi

Aile üyelerinin işbölümü ve harcamaların yönetilmesi

Aile İşletmeleri Çözümleri “Haute Couture” Olmalı!

Aile üyelerinin işbölümü ve harcamaların yönetilmesi

Birçok aile işletmesinin ikinci kuşağa geçtiğinden itibaren karşılaştığı kronik rahatsızlıklardan bir diğeri işbölümündeki ve harcamalardaki dengesizliklerdir.
Özellikle erkek kardeşlerin sayısı fazla ise bu sorun genellikle aile işletmesinin satılmasıyla sonuçlanır.

İşbölümü ile anlatmak istediklerimi şöyle açıklayabilirim:Bir aile işletmesinde kardeşlerin biri bütün işleri üstlenip gece gündüz çalışıyor.
Diğer(ler)i daha rahat (ve az) çalışıyor.
Ancak yılsonunda eşit kâr payı alıyorlar.

Bir diğer işletmede ise, işin başındaki (icracı) kardeş kendi çıkarlarına uygun şekilde kendine kâr transferi (iştiraklerle ilişkiler, yönetim giderleri vb. yöntemlerle) yapıyor.
Bir diğer önemli konu da “aile işletmesinde işe başlamanın” aile üyelerine neredeyse doğuştan tanınan bir ayrıcalık olmasıdır.

Şimdi bu durum ne gibi sıkıntılar yaratır tartışalım.
Bir insan severek yaptığı işte başarılı olur.
Film çekmek hayaliyle yanıp tutuşan birinin mobilyacılık yapması kendine de, işletmeye de bir fayda sağlamaz.

Benzer şekilde yabancı dil ya da mühendislik tecrübesi gibi (işin gerektirdiği) nitelikleri taşımayan (belki de yeni mezun) birinin sırf aile üyesi diye önemli bir mevkiye getirilmesi yine “hayırlı” sonuçlar vermez.
Aile üyelerinin harcamaları yine aile işletmelerinin kriz yaratan sorunlarındandır.

Bir kardeşin çocuğunu yurtdışında okuturken, diğerinin çocuğunun olmaması ya da mütevazi bir şekilde tatil yapan bir kardeşle, lüks tatiller yapan diğeri (bu harcamalar işletmeye ciro ediliyorsa) eninde sonunda tartışırlar.
Aile işletmelerinden yöneticilerle konuştuğumda birden fazla defa “harcama krizi” olarak tanımlayabileceğim bir durumla karşılaştım.

Birçok işletmede aile üyeleri, yani kardeşler, harcamalarını kullandıkları kredi kartlarıyla işletmeye ödetiyordu.
(Her tür kişisel harcamasına şirket adına fatura alanları da bu gruba dahil ediyorum).
Uzatmayayım bir süre sonra, birinin çılgınca alış veriş yaptığını gözleyen diğeri işi müzayedelere katılıp sanat eseri almaya kadar getirmişti.

Aklın yolu aile işletmelerinde harcamalara bir sınırlama getirmek, daha doğrusu bu konularda işleyen bir sistemi hayata sokmaktır. Görüştüğüm başarılı bir aile işletmesinin üyesi bana şöyle anlatmıştı:
“8 kardeşiz. Benzer evlerde oturur, benzer araçlar kullanırız. Öyle ki babamız sadece seçilen aracın renginin farklı olmasına müsaade ediyor.

Eşlerimiz de bu konuda bize her zaman destek olmuştur”.
Bugün sektörünün lider işletmelerinden biri olan firmanın babalarından sonra da aynı anlayışı korumalarını umut ediyorum.

Neden?

Çünkü aile işletmeleri Türkiye’nin önemli değerleri.
Bir aile işletmesinin kapanması demek; daha az vergi geliri, daha az istihdam, kısacası daha az zenginlik demek.

Kaynak: Barış Baraz, ESO Dergi, Yıl 2, S.10, (1.7.2011)

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ