Ben Duydum

Sözleşmeyi Kuran İrade Açıklamalarından Kabul

Sözleşmeyi Kuran İrade Açıklamalarından Kabul

Sözleşmeyi Kuran İrade Açıklamalarından

Kabul

Sözleşmeyi kuran irade açıklamalarından zaman itibarıyla sonra yapılanına kabul diyoruz.
Kabul de öneri gibi sözleşmenin kurulması isteğini kesin biçimde ortaya koyan, tek taraflı bir irade açıklamasıdır ve önerene yöneltilmesi gerekir.
Dolayısıyla kabulün öneri ile tam bir uyum içinde olması gerekir.

Öneriden sapma oluşturan bir kabul beyanı sözleşmeyi kurmaz; bu durum yokluk olarak adlandırılır.
Kurulmuş bir sözleşmenin kesin hükümsüz sayılmasından farklıdır.
Kabulde bazı şartların öne sürülmesi ise öneriye karşı yeni bir öneride bulunulduğu anlamına gelir.

Kabul beyanı da kural olarak şekle bağlı değildir ancak yapılacak sözleşme için kanun bir şekil öngörmüşse veya öneren bunu şart koşmuşsa bu durumda kabulün bu şekle uygun olması gerekir.
Böyle bir şekil zorunluluğu bulunmayan durumlarda kabulün sözle, yazıyla, hatta kanaat verici davranışla açıklanması mümkündür.

Özellikle sözleşmenin konusuna ilişkin olan edimin muhatap tarafından yerine getirilmeye başlanması, önerinin kanaat verici davranışla kabul edildiği anlamına gelir.

Susmanın kural olarak kabul anlamına gelmediğini yukarıda ifade etmiştik ancak TBK m. 6’da şöyle bir düzenleme bulunmaktadır:
“Öneren, kanun veya işin özelliği ya da durumun gereği açık bir kabulü beklemek zorunda değilse öneri uygun bir sürede reddedilmediği takdirde, sözleşme kurulmuş sayılır.”
Kanun koyucu bazen susmaya kabul anlamı verilmesini bir varsayım olarak da düzenleyebilir.

Örneğin TBK m. 503 ve TTK m. 21/III böyledir ancak böyle bir düzenleme olmaksızın da susmanın kabul anlamına geldiği sonucuna varılabilir.
Bunun için işin özelliği veya durumun gereğinden hareketle önerenin açık bir kabulü beklemek zorunda olmadığı sonucuna varılmalıdır.

Örneğin bir malını bağışlamak için öneride bulunan kimse bu malı bırakıp gitse, muhatap da hiç sesini çıkarmasa, bağışlamayı kabul etmiş sayılır.
Kendisine borcundan ibra edilmesi konusunda öneride bulunulan borçlunun susması da kabul sayılabilir.

Susmanın kabul sayılması için, sözleşmenin karşı tarafa bir yükümlülük yüklememesi gerekir.

Öneride olduğu gibi kabulde de açıklamanın geri alınması mümkündür ancak bunun için geri alma açıklamasının önerene kabul açıklamasından önce veya aynı anda ulaşmış olması gerekir.

Geri alma açıklaması sonra ulaşmış olsa da kabulden önce öğrenilmişse sözleşme yine kurulmamış olur (TBK m. 10/II).
Buna karşılık hazırlar arasında yapılan kabul açıklaması derhal sonuç doğuracağından (sözleşme kurulmuş olacağından) kabul edenin beyanından dönmesi artık mümkün olmayacaktır.

Ayrıca kabul açıklamasının kabul için öngörülen sürede önerene ulaşmaması durumunda sözleşmenin kurulmayacağı yönündeki açıklamalarımız da hatırlanmalıdır.

Hatta kabul için süre belirlenmemiş olsa bile zamanında ve usulüne uygun olarak gönderilen kabulün ulaşması için geçecek süreden daha fazla bir zaman geçmişse, sözleşme yine kurulmayacaktır (TBK m. 5).

Zamanında gönderilmesine rağmen kabul açıklaması önerene zamanında ulaşmamışsa önerenin önerisi ile bağlı kalmak istemediğini karşı tarafa hemen bildirmek yüklentisi bulunur.

Yüklentinin ihlali gecikmiş kabul beyanı ile sözleşmenin kurulmuş sayılması sonucunu doğurur.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ