Ben Duydum

Rakipler ve Tedarikçiler – 2

Rakipler ve Tedarikçiler – 2

İşletmeler için yenilik fırsatı yaratabilecek paydaşlar

Rakipler ve Tedarikçiler – 2

Hangi sektörde olursa olsun işletmeler aynı pazarda faaliyet gösteren, aynı müşteri kitlesine hitap eden ve aynı kaynaklara yatırım yapan rakiplerinin davranışlarından farklı boyutlarda mutlaka etkileneceklerdir.
Ancak, araştırmalar doğrudan rakiplerin birbirlerini yenilik yapma konusunda dolaylı olarak etkilediğini, bazı durumlarda doğrudan rakiplerin yenilik süreçlerinde
beraber çalıştıklarını da göstermektedir.

Bu durumu yaratan en önemli neden rekabet veya işbirliğinin, müşterilere yönelik projelerin içeriğinden kaynaklanmasıdır.
Özellikle büyük ve geniş kapsamlı projelerde tek bir işletmenin tüm teknoloji ihtiyacını karşılaması ve her konuda uzmanlık sağlaması mümkün olmadığından iş ortaklıkları kaçınılmaz hale gelmektedir.
Bu sebeple, işletmeler doğru çözümü oluşturabilmek amacıyla gerektiğinde rekabet ettiği işletmeler ile işbirliklerine gidebilmektedir.

Ayrıca, uluslararası rekabet ve işbirlikleri de yerel pazarlardaki dengeleri etkiler hale gelmiştir.
Nitekim bilişim teknolojileri (BT) sektöründe son dönemde dikkat çeken bu yapıya “rakip iş ortaklıkları” adı verilmektedir.
IBM, Meteksan Sistem, Siemens, Probil, Logosoft, Koç Sistem, Bimsa, HP, İndeks, Ericsson ve Nortel Netaş gibi bilişim şirketleri farklı pazarlarda rekabet gücüne sahiptirler.

Bu şirketler yazılımdan telekom ve hizmetlere kadar neredeyse tüm alt kategorilerinde bazen iş ortağı bazense en çetin rakipler olarak yollarına devam etmektedir.
Bu noktada işletmelerin rakiplerinin yaptıklarını bir yönetim stratejisi olarak yakından izlemeleri önem taşımaktadır.
İşletmeler bu sayede öncelikle kendi performansını kıyaslayabilmeyi ve dolayısıyla geliştirebilmeyi sağlayacaktır.
Çünkü ölçülmeyen performans iyileştirilemez, aynı şekilde karşılaştırılmayan performans da rekabetçilik açısından değerlendirilemez.

En iyi olabilmek, en iyilerle kıyaslanabilmeyi gerektirir.
Rakipleri ve onların performansını yakından izlemek onların geliştirdiği ve piyasada tutunmaya başlayan yenilikleri hızlı bir şekilde takip edebilmeyi ve geride kalmamayı, hatta yenilikçi ürün veya yöntemi daha da geliştirerek piyasaya sunabilmeyi sağlar.
Bu sayede işletmeler piyasa şartlarında neyin çalışıp, neyin çalışmadığını öğrenerek şirket içi yenilikçilik projelerini de daha doğru yönlendirebilirler.

Rakiplerin yeni ürünü piyasaya tanıtma ve tutundurma çalışmalarının başarısı, aslında bu yeni ürün kategorisinde işletmelerin yapacağı geliştirmelerin de piyasada daha kolay yer bulmasına yardımcı olacaktır.
Bu nedenle, rakiplerin yeni ürünlerini takip etmek bir anlamda işletmelerin kendi ürünlerinin tutundurma maliyetini düşürür ve kendi ürünlerinin olumlu özelliklerini rakiplerle karşılaştırmalı olarak sunabilme fırsatı yaratır.

Ancak rakipleri izlerken, sadece izleyici konumda kalma riskini de iyi yönetmek gerekir.
Çünkü bir yeniliği ilk geliştirenler öğrenme eğrisinin hızlı olduğu sektör veya ürünlerde takip edilmesi güç bir maliyet avantajı da elde edebilirler.
Ayrıca, sadece rakibe odaklanmak, müşteri odağının kaybolmasına neden olursa, bu hem rekabet avantajı yakalamayı, hem de yenilikçiliği zafiyete uğratabilir.

Sonuç olarak dün bir pazarda bir arada duran müşteriler, rakipler ve tedarikçiler birbirlerini adeta ‘düşman’ gibi algılarken bugün ihtiyaçları karşılamada birlikte çalışmanın her kesime yararları olduğunun farkına varmışlar ve bu süreçte kişi ve kuruluşlar arasındaki kalın duvarlar daha saydam hale gelmiştir.
Sonuçta; paydaşlar arasındaki duvarların incelmesi ve saydam hale gelmesi, yenilik süreçlerinde tüm paydaşların katma değer elde edeceği bir kazan – kazan anlayışının uygulanabilmesine neden olmaktadır.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ