Ben Duydum

İade Borcunun Kapsamı

İade Borcunun Kapsamı

İade Borcunun Kapsamı

TBK m. 79/I hükmüne göre, iyiniyetli iade yükümlüsü iade zamanında elinde kalanlarla sorumlu olacaktır.
Buna göre malvarlığına giren bir malı, mal üzerinde tasarruf yetkisi olmadığını bilmeden tüketen kişinin iade borcu olmayacaktır.
Buna karşın iade zamanında elinde kalan varsa aynen veya değeri ile iade etmekle sorumludur.

Ayrıca elden çıkarılan mal yerine bir ikame değer alındıysa bunun iadesi söz konusudur ancak aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca iktisap konusunu kötü niyetle elden çıkaran, zenginleşme ortadan kalkmış veya azalmış olmasına rağmen zenginleşme değerini iade ile yükümlü olacaktır.
Zenginleşme zamanında iyiniyetli olmakla beraber iade borcunu öğrendikten sonra malı elinden çıkaran da artık kötüniyetli iade yükümlüsü olarak değerlendirilir.

TBK m. 80 hükmüne göre ise iyiniyetli zenginleşen yaptığı faydalı masrafları daima isteyebilecekken kötü niyetli zenginleşen, iade anında mevcut bulunan masraftan kaynaklanan değer fazlalığını isteyebilecektir.
Buna karşılık TBK m. 80 hükmü uyarınca zenginleşenin yaptığı zorunlu masrafları isteyebilmesi ve lüks masraf olarak şeye eklediği fazlalığı söküp alma hakkı bakımından iyi niyet kötüniyet ayrımı yapılmamıştır.

İade borcunun kapsamı açısından iyiniyetli olup olmamanın hangi anda aranacağı önemlidir.
Sebepsiz zenginleşmede iade borcu sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği anda doğar ve iyiniyetli olma hâli iade borcunun doğduğu andan iade anına kadar aranır.
Mal zenginleşenin malvarlığından çıktı ise iade borcunun kapsamı açısından iyiniyetli olup olmama zenginleşme konusunun zenginleşenin malvarlığından çıkma anına göre zenginleşenin yaptığı masraflar bakımından ise masrafın yapıldığı ana göre tespit edilir.

Zenginleşenin iyiniyetli sayılıp sayılmaması TMK m. 3 hükmüne göre belirlenir. İyi niyetin varlığı, aksi ispat edilebilir kanuni adi bir karinedir. Bu nedenle kötü niyet iddiasında bulunan taraf bunu ispat etmelidir. Zenginleşen, iadeyle yükümlü olduğunu biliyor veya somut olayın özellikleri nedeniyle bilebilecek durumdaysa iyiniyetli sayılmaz. Zenginleşen kendisinden beklenen dikkat ve özeni gösterse zenginleşmesinin geçerli bir sebebe dayanmadığını anlayabilecek ise kötü niyetli kabul edilir. Zenginleşenin kötü niyetli sayılması için kime iadede bulunacağını, fakirleşenin kim olduğunu bilmesi veya bilmesi gerekmesi aranmamaktadır, iade etmesi gerektiğini bilmesi veya bilebilecek olması yeterlidir.

İade borçlusunun iyiniyetli olması hâlinde, TBK m. 79/I hükmüne göre zenginleşen, elinde kalanı iade ile yükümlüdür.
Zenginleşen iyiniyetli olduğu sırada kusurlu olup olmasına bakılmaksızın zenginleşmenin ortadan kalkması hâlinde iade borcundan kurtulur.
Sebepsiz iktisap edilen şey, artık iadesi mümkün olmayacak şekilde ortadan kalkmış olsa dahi bu arada iade borçlusuna bir yarar sağlamışsa artık bu yarar zenginleşme olarak göz önüne alınır ve iade borcunun konusunu oluşturur.

Örneğin maaş hesabına yanlışlıkla yatan para ile kirasını ödeyen zenginleşen ya da kirasını malvarlığına giren diğer bir malla ödeyen zenginleşen kirasını ödemede tasarrufta bulunduğundan ödenen kira bedeli kadar, para hesaptan çekilmiş ve mal da elden çıkmış olsa dahi iade borcu altında olacaktır.
Bazı durumlarda zenginleşmede zamanla artış olabilir.
Bu takdirde iade anında mevcut olan bu fazlalığın da kural olarak iadesi gerekir.

Örneğin sürüye katılan hayvan yavrulamışsa yavrular da iade borcu kapsamındadır.
İade borçlusu iyiniyetli olsa bile artışın zenginleşme anında olmadığını, sonradan meydana geldiğini ileri sürerek iadeden kaçınamaz.

İade borçlusunun kötü niyetli olması hâlinde, TBK m. 79/II hükmüne göre, malı elden çıkarırken iadeyle yükümlü olduğunu bilen veya bilmesi gereken kişi, malı elden çıkardığı gerekçesiyle iade borcundan kurtulamaz.
İktisap edilen şeyin bu suretle ortadan kalkmasının iade borçlusuna bir yarar sağlamış olup olmadığının veya ne ölçüde yarar sağladığının bir önemi yoktur. İade borcu azalmaksızın değer üzerinden devam eder.

Buna karşılık bir dış olay veya üçüncü kişinin davranışı yüzünden ortaya çıkan eksilmelerden iade borçlusu olan zenginleşen TBK m. 112 vd. hükümlerine göre sorumlu olur.
Buna göre zenginleşmenin azalmasında zenginleşeninin bir kusuru yoksa, iade borcundan kurtulur.
Kötü niyetli zenginleşen, zenginleşme sayesinde elde ettiği semere ve kazançları elden çıkarsa da bunlardan sorumludur.
Semerelerin sonradan dış olay ve üçüncü kişinin davranışı ile ortadan kalkmasında zenginleşen kusurlu ise bunlardan da sorumlu olacaktır.

TBK m. 112 “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.”

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ