Ben Duydum

Güven Teorisi ve İrade Açıklamalarının Yorumunda Kullanımı

Güven Teorisi ve İrade Açıklamalarının Yorumunda Kullanımı

Güven Teorisi ve İrade Açıklamalarının Yorumunda Kullanımı

Varması gereken açıklamalar bakımından açıklamada bulunanın gerçek iradesinin muhatap tarafından gerçekten doğru bir şekilde anlaşıldığı belirlenebiliyorsa açıklamanın bu gerçek iradeyi açıkladığı kabul edilir ancak gerçek iradenin muhatapça doğru bir biçimde anlaşılmadığı durumlarda güven teorisinden yararlanılır.

Dürüstlük kuralından (TMK m. 2) hareketle kabul edilen güven teorisi; irade açıklamasının, dürüstlük kuralı çerçevesinde muhatabın buna verebileceği veya vermesi gereken anlama göre yorumlanmasını emreder.

Güven teorisi, öncelikle belirli bir davranışın (söz, metin, işaret, susma…) irade açıklaması niteliği taşıyıp taşımadığı sorusuna cevap verir.
Bu soruya verilen cevap olumlu ise bu kez açıklamanın kime yöneldiği (muhatabın kim olduğu) sorusu cevaplandırılır.

Nihayet açıklamanın içeriği yani açıklamada hangi irade veya arzunun açıklandığı yine güven teorisinin yardımıyla ortaya çıkartılır ancak güven teorisi, açıklamada bulunanın gerçek, iç iradesini ortaya çıkarmaya çalışmaz.

Muhatabın açıklamaya vereceği objektif anlam esas alınır.
Buna, saymaca veya farazi bir iradeyi ortaya çıkardığı için normatif yorum da denir.

Ancak açıklamanın yapıldığı zamanda, makul ve dürüst hareket eden bir muhatap tarafından bilinebilecek tüm durumlar değerlendirilmelidir.
Muhatap açıklamanın anlamını değerlendirirken dürüst biri olarak açıklamada bulunanın gerçek arzusunu anlamak için kendisinden beklenebilir özeni sarf etmelidir.

Ancak açıklamada bulunanın gerçek arzusu belirlenebiliyorsa artık güven teorisine başvurulmaz çünkü güven teorisi iş ve alışveriş hayatındaki güvenin korunması amacına hizmet eder.

Gerçek iradenin belirlenebildiği durumlarda açıklamanın objektif anlamına göre hareket edilmesi iş hayatında gerekli olan güveni bozar.

TBK m. 19/I hükmü bu görüşe pozitif bir gerekçe sunar:
“Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.”

Örnek: Satıcı fiyatı Avro üzerinden söylemek istediği halde Dolar olarak ifade etmiştir.
Alıcı Dolar denilmesine rağmen kastedilenin Avro olduğunu anlamışsa açıklamanın objektif anlamı da Avrodur.
Alıcı fiyatı Dolar olarak anlamış olmasına rağmen kendisinden beklenen özeni gösterseydi Avronun kastedildiğini anlayabilecek durumdaysa bu kez açıklamada bulunanın (satıcının) açıklamanın nasıl anlaşılacağına duyduğu güven korunur.
Bu durumda sözleşme Avro üzerinden (normatif anlam) kurulmuş sayılır.

Eğer alıcı bu açıklamayı Dolar olarak anlamakta dürüstlük kuralına göre haklı sayılıyorsa bu kez muhatabın açıklamaya verdiği anlam korunur.
Sözleşme objektif (normatif) anlam (Dolar) üzerinden kurulmuş sayılır.

Gerek açıklamada bulunan gerekse muhatap açıklamayı farklı anlamış olmalarına rağmen açıklamaya dürüstlük kuralına göre verilecek objektif anlam bu ikisi de değilse, bu kez taraf iradeleri uyuşmadığından sözleşme kurulmamış (yokluk) sayılacaktır.

Örneğin İsviçreli satıcı Frank kelimesini kullanmış ama Amerikan Dolarını kast etmiş, alıcı ise teklifin Fransız Frangı üzerinden yapıldığını kabul etmiştir.
Burada güven teorisi sözleşmenin kurulmadığını kabul etmeyi gerektirir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ