Ben Duydum

Ehliyet

Ehliyet

Ehliyet

Gerçek kişilerde; ayırt etme gücü bulunmayan, yani makul şekilde hareket etme yetisinden yoksun bulunan kişi tam ehliyetsiz olduğundan (TMK m. 13), böyle bir kişinin yaptığı sözleşme kesin hükümsüzdür ancak ayırt etme gücüne sahip olduğu hâlde ergin olmayan veya kısıtlı bulunan bir kimse (sınırlı ehliyetsiz) kendisini borç altına sokan sözleşmeleri yasal temsilcilerinin izin veya onayıyla yapabilir.

Bunlar, kendilerini borç altına sokmayan sözleşmeleri yasal temsilcinin iznini almadan yapabilir.

Sınırlı ehliyetsiz kendisine yapılan bağışlamayı geçerli bir şekilde kabul edebilir ancak yasal temsilcisi bunu yasaklayabilir veya bağışlananın geri verilmesini emredebilir.

Bu durumda bağışlama ortadan kalkar (TBK m. 287).

Tüzel kişilerde, fiil ehliyetinin tüzel kişinin işletme konusu ile sınırlı olduğunu kabul eden ultra vires kuralı artık önemini yitirmiştir.

Yeni TTK, bu görüşün dayanağını oluşturan eski TK m. 137 hükmüne paralel bir düzenlemeye yer vermemiştir.

Bu nedenle tüzel kişilerin fiil ehliyeti konusunda artık TTK m. 125/II’nin atfıyla TMK m. 48 hükmü uygulanacaktır.

Buna göre artık işletme konusu gibi bir sınır olmadığından yaptığı tüm işlemler, ana sözleşmede yazılı işlere bakılmaksızın şirketi bağlar.

Bununla birlikte üçüncü kişinin yapılan işlemin şirketin işletme konusu dışında olduğunu bildiği veya bilebileceği durumlarda bu işlemler şirketi bağlamaz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ