Ben Duydum

İş Kazası Kavramı

İş Kazası Kavramı

İş Kazası Kavramı

İş kazası ve meslek hastalığı kavramı Sanayi Devrimi sonrasında İş Sağlığı ve Güvenliği kapsamında ele alınmaya başlanmıştır.

Sanayi Devrimi sonrasında iş yerlerinde makineleşmenin artması iş yerlerindeki iş kazalarının da artmasına neden olmuştur.

Makineleşme sonucunda makinelerin kullanımı, bakımı ve üretim sürecindeki etkililiklerinin arttırılması faaliyetleri iş kazalarını arttırdığı gibi bu kazaların önlenmesine yönelik de bir takım koruma yasalarının doğal olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur (Güzel, Okur ve Caniklioğlu, 2016).

İş kazalarını önlemeye yönelik olarak çıkarılan yasaların yanı sıra buna bağlı olarak meslek hastalığı sigortası da gündeme gelmiştir.

Özellikle bu sigorta kolu Almanya’da 1884 yılında kurularak işçinin ve işverenin yaşayabileceği mahrumiyetler ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.

1897 yılında İngiltere’de kabul edilen işverenin iş kazasına uğrayan işçisine tazminat ödenmesini öngören Kanun da bu alanda çıkarılmış yasal düzenlemelerdendir (Tuncay ve Ekmekçi, 2016).

Bu dönemde çıkarılmış diğer yasal düzenlemeler arasında 1883 tarihli İtalyan, 1894 tarihli Norveç, 1898 tarihli Fransız ve Danimarka, 1903 tarihli Belçika ve Hollanda kanunları da yer almaktadır (Güzel vd., 2016).

Avrupa’daki Sanayi Devrimi ile başlayan mekanikleşme erken dönem itibariyle makineleşmeyle bağlantılı yaşanan iş kazalarını önleme amaçlı olarak sigorta faaliyetleri açıkçası konunun daha ilk oluşum aşamasında öneminin kavrandığını göstermektedir.

İş kazasının ne olduğunu tanımlamak, buna ilişkin sigorta ve ücret ödemeleriyle yasal olarak oluşabilecek olası sorunları da ortadan kaldıracaktır.

Bu nedenle Uluslararası Çalışma Örgütü de konunun önemi doğrultusunda iş kazasını tanımlamıştır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş kazasını şu şekilde tanımlamaktadır:
“İşle ilgili faaliyetler sonucu ortaya çıkan bir veya birden fazla işçiyi etkileyen, kişisel bir zarar ya da yaralanmaya neden olan, beklenmeyen ve önceden planlanmayan olaydır”(ILO, 2018).

Şu durumda iş kazası, çalışan bireyin ya da bireyler grubunun çalıştığı yerdeki faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan hem kişiyi hem de kişileri etkileyen, kişisel veya gruba dair bir zarar ya da yaralanmaya neden olan, planlı bir şekilde gerçekleşmeyip beklenmedik bir anda meydana gelen olay şeklinde tanımlamaktadır.

İş kazası kavramı genel anlamda çalışan birey ya da bireyleri fizyolojik ve psikolojik etkilediğinden bu durumun genel sağlık çerçevesinde de değerlendirilmesi gerekliliği söz konusu olmuştur.

Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de konuyu şu şekilde tanımlamıştır:

“Önceden planlanmamış kişisel yaralanmalara, makinelerin, araç ve gereçlerin zarara uğramasına ve üretimin durmasına sebep olan olaydır” (WHO, 2018).

Hem Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün hem de Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün iş kazası tanımlarında dikkat edilmesi gereken nokta, iş kazalarının çalışan kişiye olduğu gibi çalışan diğer bireylere de yansıdığını, kazaların planlı bir şekilde gerçekleşmemesi ve beklenmedik bir anda olması, sonuçta üretimin durmasına ve işgünü kaybına yol açmasıdır.

Planlı ve beklenmedik olması, iş kazalarının sigorta ve güvenlik kapsamında değerlendirilmesi bakımından anahtar role sahiptir.

Uluslararası örgütlerin iş kazası tanımlamasının yanı sıra ülkemizde iş kazası nasıl tanımlanmaktadır?

Buna göre 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda (İSGK) iş kazası,
“İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hale getiren olay”
olarak ifade edilmektedir (6331 sayılı İSGK m. 3/g).

6331 sayılı kanun iş kazasını işyerinde ve dışında olarak kapsam dâhiline almakta, fizyolojik, bedensel ve ruhi açılardan kişi üzerinde meydana gelen değişimler ya da ölümle sonuçlanan bir “olay” şeklinde nitelendirilmektedir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ