Ben Duydum

Aldatma

Aldatma

Aldatma

Aldatma, bir kimsenin hukuki bir işlem yapmasını sağlamak için kasten yanıltılmasıdır.
Dikkat edileceği gibi, aldatmada iç irade ile açıklama arasında bir uyumsuzluk bulunmaz.

Aldatma, sözleşmenin yapılmasına yönelik iç iradenin oluşumuna, hukuka aykırı olarak karşı taraf veya bir üçüncü kişinin etkide bulunması sonucunda ortaya çıkar. Böylece aldatmada sözleşmeyi gerçekte yapmak istemeyecek birinin hukuka aykırı araçlarla sözleşme yapmaya ikna edilmesi, saikte yanılmaya düşürülmesi söz konusudur.

Bu durumda aldatılan taraf dilerse yanılma dilerse aldatma hükümlerine dayanabilir ancak yanılmada iptal için yanılmanın esaslı olması gerekmesine karşılık aldatmada bu -kural olarak- gerekli görülmemiştir.

Aldatmayı sözleşme taraflarından birinin yapmış olması hâlinde yanılma esaslı olmasa bile sözleşme iptal edilebilir ancak yanıltmanın kasten yapılmış olması şarttır. Yanıltmanın ihmali bir davranışla yapıldığı durumlarda karşı taraf sadece yanılma hükümlerine göre sözleşmeyi iptal edebilir çünkü kasıt yoksa aldatma da yoktur.

Yanıltma olmasaydı sözleşmenin başka şartlarda yapılacağı hallerde, TBK m. 34/II’nin kıyasen uygulanıp uygulanmayacağı tartışmalıdır.
Bir görüşe göre yanıltan taraf, sözleşmeyi yanıltma olmasaydı karşı tarafın kabul edeceği şartlarla yapmaya hazır olduğunu beyan ederse sözleşme artık iptal edilememelidir.

Yargıtay da bu görüştedir.
Aksi görüşe göre aldatma durumunda bu hükmün uygulanmasının aldatmaya açık çek vermek anlamına gelir.
İki görüşün de güçlü dayanakları bulunduğu kabul edilmelidir.

Aldatmadan yararlanan tarafın yardımcı kişileri (örneğin çalışanları) üçüncü kişi sayılmaz; onların aldatması tarafın aldatması sayılır.

Aldatmayı taraflardan biri değil de bir üçüncü kişi yapmışsa diğer şartlara ilaveten aldatmadan yararlanan tarafın bu durumu bilmesi veya bilmesinin gerekmesi aranır. Aksi takdirde sözleşmenin iptali talep edilemez ancak üçüncü kişinin yanıltması sonucu düşülen saik hatası esaslı ise bu takdirde yanılma hükümlerine dayanılabilir.

Aldatılan taraf sözleşme ile bağlı değildir (TBK m. 36).
Ancak bu sonucun doğması için aldatılan tarafın aldatmayı öğrenmesinden itibaren 1 yıl içinde sözleşmeyle bağlı olmadığını karşı tarafa bildirmesi veya verdiği şeyi geri istemesi gerekir.

Aldatılan tarafın bu yüklentisini yerine getirmemesinin hukuksal sonucu, sözleşmeyi onamış sayılmasıdır ancak bu durumda bile aldatılan taraf aldatandan tazminat talep edebilir (TBK m. 39).

Üçüncü kişinin aldatmasında aldatılan, sözleşmenin diğer tarafına değil, aldatan üçüncü kişiye karşı haksız fiil esaslarına göre tazminat talebinde bulunabilir.
Her hâlde olumsuz zararın giderimine hükmedilir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ