Ben Duydum

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN YAPISI (3)

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN YAPISI (3)

Kredilerin ve Menkul Değerlerin Durumu

Kredilerin toplam aktifler içindeki payının %23’ten %61 seviyesine yükselmiştir. Menkul değerlerin payı ise yaklaşık %41’den %12 seviyelerine gerilemiştir.

Böylece, bankalar hükûmetlerin bütçe açıkları yerine giderek reel sektörün harcamalarını finanse etmek suretiyle büyümeyi finanse eder duruma gelmiştir.

Nitekim kredilerin GSYH’ya oranı 2000’li yılların başında %15’ten (katılım bankaları dâhil) iken, 2018’e gelindiğinde %68’e yükselmiştir.

Kredilerin dağılımına bakıldığında ise, Eylül 2018 itibarıyla, krediler içerisinde ticari ve kurumsal kredilerin payı %54, KOBİ kredilerinin payı %26 ve tüketici kredilerinin (kredi kartları dâhil) payı %26’dır.

Bireysel krediler içerisinde ihtiyaç ve diğer tüketici kredilerinin payı %41, konut kredisinin payı %38 ve kredi kartlarının payı ise %20 olarak gerçekleşmiştir.

Öte yandan, menkul kıymetlerin %64’ü devlet tahvili, %26’sı Hazinece ihraç edilmiş eurobond ve %3’ü de sukuktan oluşmaktadır (BDDK, 2018, s. 4-13).

Hanehalkı kredilerindeki artış, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hanehalkı yükümlülüklerini hızla artırmıştır.

Hanehalkı toplam yükümlülüğünün GSYH’ye oranı 2006’da %10 seviyesinde iken, 2017’de %18’e yükselmiştir.

Mevduat Büyüklüğü ve Niteliği

2017 yılında toplam mevduat 454 milyar dolar seviyesinde olup, GSYH’ya oranı ise %56’dir.

Ayrıca, bilançonun %53’ü mevduat ile finanse edilmektedir.

Mevduatın ortalama vadesi son 10 yılda fazla değişmeyerek 2,4-2,9 ay bandında kalmıştır.

2017 yılı sonunda toplam mevduatın dörtte üçü vadesiz mevduattan ve 1-3 ay arası vadeli mevduattan oluşmaktadır.

Mevduatların ortalama süresinin üç ayın bile altında kalması, ekonominin büyüme performansının sürdürülebilir hâle getirilmesi bakımından sorunlu bir görünüm arz etmektedir.

Bunun için de daha düzenli ve yüksek büyüme ve tasarruf oranı ile birlikte finansal sisteme olan itimadın artırılması yönünde etkili politikaların geliştirilmesine ihtiyaç vardır.

Sermaye Yeterliliği

Sermaye yeterlilik oranı 2001 krizinden sonra sürekli olarak yasal hedefin (%8) çok üzerinde seyretmiştir.

Özellikle 2001’deki krizi takip eden 5 yıl %20’nin üzerinde kalmıştır.

Fakat, bazı kredi türlerinin risk katsayılarının yükseltilmesi ve kurun aşırı yükselmesi nedeniyle 2011 yılından sonra birmiktar gerilemiş olan sermaye yeterlilik oranı, 2017 yılında yaklaşık %18 seviyesinde gerçekleşmiştir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ