Ben Duydum

EKSİK (DOĞAL) BORÇLAR

EKSİK (DOĞAL) BORÇLAR
EKSİK (DOĞAL) BORÇLAR

Gerçek bir borcun tüm özelliklerini taşıyan borçlar, tam veya eksiksiz borçlar olarak kabul edilebilir.
Eksik borçlar ise, bu özelliklerin bir veya birkaçını taşımayan borçlardır.
Gerçek bir borç, alacaklısına kural olarak ifayı talep ve dava etme, cebri icra yoluyla borçluyu ifaya zorlama imkânı verir.
Bu hukuki imkânlarla donatılmayan eksik borçlar ise, hukuki borçların zıddını ifade eden doğal borçlar olarak da adlandırılabilir.

Dar Anlamda Eksik Borçlar

Eksik borçlardan bir kısmında kanun; bunların ifasına değer vermekte, yapılan kazandırmanın sebepsiz olmadığını kabul etmektedir.
Kumar ve bahis borçları (TBK m. 604-606) veya evlenme simsarlığından (TBK m. 524) doğan borçlar böyledir.
Kanun koyucu gerçek borçlardan farklı olarak bu borçlar için dava hakkı tanımamıştır.
Bunlar için borç ikrarında bulunulması veya kişisel ya da ayni teminat verilmesi de geçerli olmaz.

Hâkim, defi değil itiraz oluşturan bu olguların varlığını dosyadan anlarsa resen (görevi gereği) dikkate almak zorundadır ancak bu borçlar borçlunun rızasıyla ifa edilirse artık geçerli bir borç ifa edilmiş sayılır.
Bu söylediklerimiz evlenme simsarlığından doğan borçlar için de geçerlidir.
Dolayısıyla dar anlamda eksik borçlar; kumar, bahis ve evlenme simsarlığından doğan borçlardır.

Ahlaki Görevlerden Kaynaklanan Borçlar

Hukuk düzeninin değil ahlakın öngördüğü borçlar da eksik borç oluşturur.
Bir kimsenin, kanunen nafaka alacaklısı olmayan bir yakınına para vermesi böyledir.

Bu olasılıkta hukuki değil doğal bir borç ifa edilmektedir.
Kanun bunların ifa edilmesi hâlinde, tıpkı zaman aşımına uğramış borçlar gibi iadesinin talep edilemeyeceğini öngörmüştür.

Hâkim bu olguyu dosyadan anlarsa resen dikkate alır.
Dar anlamda eksik borçlardan farklı olarak ahlaki görevin ifası taahhüt edilirse bu geçerli olur.

Böyle bir görevin kefalet veya rehinle teminat altına alınması da geçerli sayılır.

Zamanaşımına Uğramış Borçlar

Borç zaman aşımına uğramış olsa da varlığını sürdürür.
Dolayısıyla bu tür alacaklar talep ve dava edilebilir ancak borcun zaman aşımına uğramış olması borçluya, ifadan kaçınma konusunda bir defi hakkı sağlar.

Zaman aşımı borcu sona erdiren bir itiraz oluşturmadığından hâkim bu olguyu resen dikkate alamaz.
Borçlunun bu defiyi kullanmış olması, yani zaman aşımı savunmasında bulunması gerekir.

Zaman aşımına uğramış bir borcun ifası geçerlidir, sebepsiz zenginleşme oluşturmaz (TBK m. 78/II).

Böyle bir borç için yeni bir senet verilmiş veya teminat gösterilmişse bunlar geçerli olur.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ