Ben Duydum

TÜRKİYE’DE DÖNEMLER İTİBARIYLA GSYH VE BÜYÜME – 2

TÜRKİYE’DE DÖNEMLER İTİBARIYLA GSYH VE BÜYÜME – 2

TÜRKİYE’DE DÖNEMLER İTİBARIYLA GSYH VE BÜYÜME – 2

Bu, Türkiye’nin gereksinimlerinden doğmuş, Türkiye’ye özgü bir sistemdir.

Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Bireylerin özel girişimlerini ve faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin bütün gereksinimlerini ve birçok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk vatanında yüzyıllardan beri bireysel ve özel girişimlerle yapılamamış olan şeyleri bir an önce yapmak istedi ve kısa bir zamanda yapmayı başardı.

Bizim izlediğimiz bu yol, görüldüğü gibi, liberalizmden başka bir yoldur” (Aysan, 2006).

Kalkınma süreci içinde durum ve şartlara göre, bireysel girişimin yanı sıra kamu yararının söz konusu olduğu alanlarda devlete de görev yükleyen Atatürk’ün devletçilik ilkesi, ekonomik alanda “karma ekonomi” kavramıyla ifade edilebilir.

1930-39 döneminde sanayinin yakaladığı %11,6’lık büyüme hızı Cumhuriyet tarihimizde rekordur.

Tarım sektörü de sanayi kadar olmasa da (%5,8) yüksek bir büyüme yakalamıştır.

Devletin ekonomide ağırlığı giderek artarken, özel sermaye sahipleri de devlet ihaleleri, ticaret ve sınaî faaliyetler aracılığıyla güçlenmeye başlamışlar, sermaye birikimlerini artırmışlardır.

Planın başarılı bir şekilde uygulanması sanayileşme konusundaki cesareti artırmış, 1936 yılında daha kapsamlı olan İkinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı hazırlıkları
başlamıştır.

Ancak Atatürk’ün ölümü ve II. Dünya  Savaşı’nın başlama ihtimalinin yükselmesi, bu Planın rafa kalkmasına neden olmuştur.

Onun yerine, İktisadi Savunma Planı hazırlanmış ve yürürlüğe konmuştur.

1930-39 dönemi ortalama büyüme hızı, Tablo 2.1’de görüldüğü gibi, %6 seviyesindedir.

1940-1945 döneminde II. Dünya Savaşı’nın olumsuz etkileri nedeniyle sanayileşme süreci yavaşlamış, ekonomi yıllık ortalama %6,6 küçülmüştür.

Bu dönemde gerçekleştirilen Millî Koruma Kanunu (1940), Varlık Vergisi (1942), Toprak Mahsulleri Vergisi (1943), Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu (1945) gibi uygulamalara duyulan tepkiler, mevcut “devletçilik” anlayışına alternatif bir siyasi görüşün de oluşmasına katkıda bulunmuştur.

1946-1953 döneminde izlenen politikalarla dışa kapalı, korumacı, dış dengeye dayalı ve içe dönük ekonomi politikaları gevşetilmiştir (Boratav, 2015).

Bu dönemdeki yeni devletçilik anlayışına göre, devletin özel girişimciliği açıkça desteklemesi, yönetim, güvenlik ve kamu hizmetlerinden başka ekonominin planlı kalkınması için önlemler alması ve yabancı sermaye yatırımlarının özendirilmesi söz konusu olmuştur.

1946-1953 döneminde altyapı yatırımları hızla artmış, KİT’lerin faaliyet alanları genişlemiş, iç talep canlanmış ve sanayi sektörü de hızlı büyümüştür.

Söz konusu dönemde, tarım alet ve makinaları ve gübre kullanımının artmasıyla birlikte tarım sektöründe ciddi üretim artışı yaşanmış; yıllık ortalama büyüme oranı tarımda %14,2, sanayide %9,8 ve GSYH’da %11,5 olmuştur.

1948 yılından itibaren Türkiye, II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ekonomilerini canlandırmayı amaçlayan Marshall Yardımları kapsamında ekonomik kalkınmanın finansmanı için destek almıştır.

Tabi bu yardımların  ve ardından geleceği düşünülen ilave kaynakların kullanılabilmesi için Türkiye ekonomisinin devletçilikten vazgeçmesi gerektiği vurgulanmıştır.

1950 yılında ithalat büyük ölçüde serbestleştirilmiş, 1951 yılında Yabancı Sermaye Teşvik Kanunu çıkarılmıştır.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye Batı bloğuna dahil olma tercihini gösterebilmek için siyasi ve askerî alanlarda olduğu kadar ekonomi politikasında da değişikliğe gitmiştir.

1950-60 döneminde tarım sektörü ağırlıklı olarak desteklenmiş, makroekonomik dengelerin bozulması ve ithalatın hızlı bir şekilde artmasıyla ülkenin döviz ihtiyacı artmıştır.

Bu sürecin sonunda, 1958’de döviz krizi yaşanmış ve 4 Ağustos 1958 İstikrar Kararlarını takiben IMF İstikrar Programı uygulanmaya başlanmıştır (Kazgan, 2012, s.100-104).

1954-1962 döneminde büyüme oranı yıllık ortalama %3,7 seviyesine gerilemiştir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ